#1
Güneş'in her bir zerresi kıymetli olan ışınlarının bu sıcak yuvamızdaki ilk uğradığı yerdeyim:Odamda
Pudra pembe ile krem tonlarındaki ve altın rengi detayların da onlara eşlik ettiği,pembe püsküllü halımın gri parkelerimin üşümesini engellediği,bilgilerimin dolu olduğu kitaplarımı taşımayı üstlenen beyaz kitaplığımın olduğu 16 metrekarelik odam..
18 senelik yaşamımda yalnızlığı en çok hissettiğim bugünlerde Güneş'in yine erkenden balkonum boyunca uzanan camlarımı esgeçerek yüzüme vurmasıyla uyandım.Hiç uyanmak istememe rağmen kendimi zorladım ve doğruldum.Ayağa kalktım füme rengi aynama bakarak omuz hizamdaki kıvırcık saçlarımı sarı renkli tokamla toplayıp banyoya doğru yöneldim.Elimi,yüzümü yıkayıp aynaya tüm sıkılganlığımla baktım.Uzun koridorumuzun sonunda bulunan mutfağa yöneldim,buzdolabından mor şişelerden birini çıkarıp yeşil desenli bardağa şişedeki suyu döktüm.Soğuk su biraz da olsa iyi gelmişti.Tekrardan beni ben yapan yere döndüm.Çalışma masamda bulunan kırmızı kapaklı kitabı açtım ve okumaya başladım.
Hayatım hiç bu kadar monoton ve sıradan olmamıştı diye düşündüm.Hayallerim henüz olmamıştı olsaydı bu hayatı şuan yaşıyor olmayacaktım suan hayallerim için çabalıyordum.Ama bu yaşamında bana getirisi oldukça büyüktü.Sıkıcı görünse de bu yaşamın içerisindeki huzur bana oldukça iyi gelmişti.O koşuşturmacalı hayatıma mola vermek ruhumu dinlendirmişti.Kendi içimdeki sesi dinlememe sebep olmuştu.Her gün karanlık çıkmazımda umut ışığımın yolumu aydınlatmasına izin vermişti dinlenmiş ruhum.
Odamda Güneş'in en güzel göründüğü saatlerdi.Rengi hafif turunculaşmış,batmaya yakındı.
Yürüyüşün iyi bir fikir olabileceğini,temiz havanın bana ve minik alveollerime iyi geleceğini düşünüp dışarı çıktım.Pembe kulaklığımda bize eşlik etti..
Eve döndüğümde sıcak bir duş sonrası yeşil çay iyi gelmişti.Toprak Ananın bana verdiği en güzel tonlarından olan kahverengi gözlerim her yarın bugunden iyi olur umuduyla kapanıyordu...
Yorumlar
Yorum Gönder